Bakteri Nedir?

Bakteri Nedir?

Bakteriler, farklı ortamlarda üreyebilen mikroskobik, tek hücreli canlılardır. Bu organizmalar toprakta, okyanusta ve insan bağırsağında yaşayabilirler.

Bakterilerin insanlarla olan ilişkisi karmaşıktır. Bazen sütü yoğurt yapmak veya sindirimi kolaylaştırmak gibi konularda bizlere yardım ederler. Bunlar haricinde, bakteriler yıkıcıdır, zatürreye ve metisiline (bir çeşit antibiyotik) dirençli Stafilokok aureus gibi hastalıklara neden olurlar.

Bakterilerin Yapısı

Prokaryot yapıya sahip bakteriler, bu özellikleriyle diğer mikroorganizmalardan ayrılırlar. DNA’sı ipliksi bir yapıya sahip olan nükleoidin içerisinde ya da dairesel bir yapıya sahip olan plazmidlerin içerisinde bulunabilir.

Zar kaplı bir çekirdekleri yoktur. Ayrıca bakterilerin sitoplazmasında endoplazmik retikulum, golgi aygıtı ve mitokondri bulunmaz. Bakteriyel hücreler genellikle iki koruyucu katmana sahiptir; hücre duvarı ve hücre zarı.

Mikoplazmalar gibi bazı bakterilerin hücre duvarı yoktur. Bazı bakteriler kapsül adı verilen üçüncü bir katmana bile sahip olabilir. Dış yüzeylerinde kamçı benzeri uzantılar bulunur. Bu uzantılar bakterilerin hareket etmesini ve bir konakçıya bağlanmasını sağlar.

Bakteri Sınıflandırması

Bakteriler hücre duvarının yapısı, şekli ve genetik yapılarındaki farklılıklara göre sınıflandırılır. Hans Christian Gram 1884’te bakterileri hücre duvarlarının yapılarına göre ayırt edebilmek için bir yöntem keşfetmiş.
İsmini kaşifinden alan Gram boyama testi, pozitif bakterileri veya hücre duvarı olmayan bakterileri boyar. Negatif bakteriler ise boyanmazlar. Örneğin, zatürreye sebep olan pnömokok pozitif bir bakteridir. Fakat koleraya neden olan Escherichiacoli negatif bir bakteridir.
Bakterilerin üç temel şekli vardır:

  • Yuvarlak biçimli bakteriler (koklar)
  • Çomak biçimli bakteriler (basiler)
  • Sarmal biçimli bakteriler (spiraller)

Bakteri Üreme

Cornell Üniversitesi Ziraat ve Yaşam Bilimleri Fakültesi’ne göre, çoğu bakteri ikili fisyon adı verilen bir işlemle çoğalıyor. Bu süreçte “ebeveyn” adı verilen tek bir bakteri hücresi, DNA’sının bir kopyasını çıkarır ve hücresel içeriğini 2 kat büyütür.

Daha sonra hücre ikiye ayrılır, kopyalanan materyalleri dışarı iter ve iki aynı “kız” hücre oluşturur. Siyano bakteriler ve firmicutes gibi bazı bakteri türleri tomurcuklanma yoluyla ürer. Bu durumda kız hücre, ebeveyn hücrenin bir parçası olarak büyür.

Küçük bir yumru olarak oluşmaya başlar ve ebeveyn hücre ile aynı boyuta gelinceye kadar büyümeye devam eder. Sonrasında ebeveyninden ayrılır. İkiye bölünme sonucunda ebeveynlerde ve yavrularda bulunan DNA birebir aynıdır.

Bu nedenle bakteriyel hücreler, genomlarına çeşitlilik katmak amacıyla genellikle çevrelerinden genetik materyallerine DNA eklerler. Bu durum yatay gen transferi olarak bilinir. Elde edilen genetik çeşitlilik, bakterilerin farklı ortamlara adapte olmasını ve hayatta kalmasını sağlar.

Bakterilerin İnsan Sağlığına Etkileri

Bakteriler, insan sağlığına zararlı olduğu kadar faydalı da olabilirler. Kommensal veya “dost” bakteriler, vücudumuzda yaşarlar ve zararsızlardır. Vücudumuzdaki mikrobiyal hücrelerin sayısının insan hücrelerinden on kat fazla olması oldukça şaşırtıcıdır.

Mikrobiyolog David A. Relman’ın 2012 yılında Nature dergisinde yayınlanan makalesine göre en fazla mikrobiyal tür bağırsaklarımızda bulunuyor. İnsan bağırsağı bakterilerin yaşayabilmesi için elverişli koşullara sahiptir ve bol miktarda besin içerir.

Amerikan Gastroenteroloji Dergisi ‘nde yayınlanan 2014 tarihli bir makalede, yazarlar, E.coli ve Streptokok gibi yararlı bakteri ve mikroorganizmaların sindirime yardımcı olduklarını, zararlı patojenlerin koloni kurmalarını engellediklerini ve bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olduklarını belirtmişlerdir.

Ayrıca bazı hastalıklar sebebiyle bağırsak bakterilerinin düzenleri bozulmuş olabilir. Örneğin, Lancert dergisinde yayınlanan 2003 tarihli bir incelemeye göre Crohn hastalığına sahip olan hastalar, bağırsak bakterilerine karşı artan bir bağışıklık sistemi tepkilerine sahiptir.

Yararlı bakteriler haricinde kalan bakteriler enfeksiyonlara sebep olabilir. Örneğin, nekrotizan fasiit (bazen et yiyen bakteri olarak adlandırılır) bakterisi ciddi bir yumuşak doku enfeksiyonuna sebep olabilir. Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezlerine (CDC) göre bu enfeksiyon kasları, sinirleri, yağ ve kan damarlarını çevreleyen dokuları etkiler; erken teşhiste tedavi edilebilir.

Antibiyotik Direnci

Antibiyotikler genellikle bakteriyel enfeksiyonları tedavi etmek için kullanılır. Bununla birlikte son yıllarda yanlış ve gereksiz antibiyotik kullanımı antibiyotiğe dirençli bakterilerin yayılmasına sebep olmuştur. Antibiyotik direnci durumunda, bulaşıcı bakterilere, daha önce etki eden antibiyotikler etki etmez.

CDC’ye göre, ABD’de her yıl en az 2 milyon kişiye antibiyotiğe dirençli bakteriler bulaşıyor ve bu da en az 23.000 kişinin ölümüne yol açıyor. Örneğim MRSA en çok bilinen antibiyotiğe dirençli bakterilerdendir. MRSA, deri temasıyla bulaşan bir bakteri türüdür ve yol açtığı Stafilokok enfeksiyonunu tedavi etmek için kullanılan metisiline ve diğer antibiyotiklere direnç gösterir.

MRSA enfeksiyonları hastaneler ve bakım evleri gibi toplumun sağlık bakım ortamlarında ortaya çıkar. MRSA ayrıca, cilt ile çok fazla temas halinde bulunulan ortamlarda, örneğin sporcular arasında, dövme salonlarında, günlük bakım tesislerinde ve okullarda yayılır.
MRSA, ciddi cilt enfeksiyonlarına sebep olmaktadır. Antibiyotik direnci ile mücadele etmenin en önemli kriteri: ‘Dikkatli kullanmaktır’.

Virüs ve Bakteri Arasındaki Fark Nedir?

Virüs ve bakteri, hastalıklara neden olan yaygın iki patojendir.

Virüsler, birer canlı organizma değildir. Virüsler yalnızca enfekte ettikleri hücrelerin içinde yaşar, büyür ve çoğalır. Virüsler oldukça spesifik bir şekilde hücrelere saldırır. Örneğin, bazı virüsler solunum sistemine, bazıları karaciğere, bazıları kandaki hücrelere saldırabilir. Virüslerin çoğu hastalıklara neden olur.

Bakteriler ise enerji üretebilen, hareket eden ve kendi kendine çoğalabilen canlı organizmalardır. Bakterilerin büyük bir çoğunluğu zararsızdır. Bakteriler toprak, kaya, su, bitki, hayvan ve insan vücudu gibi birçok yerde yaşayabilir. Bakteriler, canlılarda birçok hayati rol üstlenir. İnsan vücudunda, insan hücrelerinden daha çok bakteri yaşar. Bakteriler, insan vücudunda ağızda, burunda ve özellikle bağırsaklarda bulunur.

Virüsler bakterilere göre çok daha küçüktür. Virüslerin en büyüğü, en küçük bakteriden daha küçüktür. Virüslerin boyutları 0,02 ile 0,25 mikron arasındayken, en küçük bakterilerin çapı 0,4 mikron seviyesindedir. Bu nedenle pek çok virüs sıradan mikroskopla görülemez. Küçük boyuttaki virüsleri görüntüleyebilmek için elektron mikroskobu kullanılır.

Sebep Oldukları Hastalıklara Kısaca Bakalım

Virüs ve bakterilerin farklı biyokimyaları nedeniyle enfeksiyon biçimleri çok farklıdır.

Virüsler, bir hücreyi enfekte eder ve burada çoğalarak hücreyi terk eder. Daha sonra başka bir hücreyi enfekte eder ve sistemik bir şekilde vücuda yayılır. Grip, kızamık, çocuk felci, AIDS ve COVID-19 virüslerin sebep olduğu hastalıklardır.

Hastalığa yol açan bakteriler ise genellikle doğru fırsat ortaya çıktığında enfekte olur. Bakterilerin kendileri ya da ürettikleri toksinler enfeksiyona neden olabilir. Bakteri enfeksiyonu genellikle vücudun bir bölümü ile sınırlıdır. Zatürre, tüberküloz, tetanoz ve gıda zehirlenmesi bakterilerin sebep olduğu hastalıklardır.

Virüslerin sebep olduğu hastalıklara viral enfeksiyon, bakterilerin sebep olduğu hastalıklara ise bakteriyel enfeksiyon adı verilmektedir.

Bakteriyel ve viral enfeksiyonlar, öksürme, hapşırma, ateş, iltihaplanma, kusma, ishal, yorgunluk ve kramp gibi benzer semptomlara neden olabilir. Bunların tümü, bağışıklık sisteminin vücudu zararlı organizmalardan kurtarma çabasıdır.

Bakterilerin neden olduğu enfeksiyonların tedavisinde antibiyotikler kullanılmaktadır. Diğer bir taraftan, antibiyotiklerin aşırı kullanımı bakterileri antibiyotiklere karşı dirençli hale getirmektedir. Bakteriyel enfeksiyonların tedavisinde kullanılabilen antibiyotikler, virüslere karşı etkinli değildir.

 

Bu gönderiyi paylaş